Dopo il buio

Roberto Faenza'nın, tutkunu olduğu Nouvelle Vague akımıyla birlikte, 1964'te CSC'deki mezuniyet filmi olarak ortaya koyduğu beyaz-siyah yapıtı olan Dopo il buio, Türk sinemasını ve eleştirmenlerini de derinden etkileyecek bir yapıt. Film, farklı sınıflardan iki gencin arasında yaşanan bir aşk hikayesini konu alıyor. Yapım, Faenza'nın İtalyan Ulusal Sinema Okulu'ndaki son filmi olma özelliğini taşıdığından, aralarında Sadri Alışik, Lale Belkıs ve Engin Çelik'in de bulunduğu Türk sinemasının önemli isimlerini kadrosuna dâhil ediyor. Film, aynı zamanda Raffaella Carrá'nin beyaz perdeye ilk kez yansıdığı bir eser. Filmin kadın kahramanı Giulia karakteri, Faenza'nın teklifi üzerine Carrá için yazılmış. Filmin dikkat çekici bir diğer noktası da, Faenza'nın karakterlerin içsel dönüşlerini görselleştirmek, işitsel ve görsel metaforlar yaratmak adına Caravaggio'nun resimlerini bir Beethoven sonatıyla eşleştirmesi. Eleştirmenler, bir mezuniyet eseri olmasına karşın filmin olgunluğuna vurgu yaparak anlatısının zenginliğini takdir etmişlerdir.