Im Übergang – Protokoll einer Hoffnung

1990 yılında geçen, duygusal bir dram olan "Im Übergang - Protokoll einer Hoffnung" adlı filmde, "Eylem Uzlaştırması" hareketine dahil olan bir hemşir olan Alexander'in, Berlin Duvarı'nın düşmesi sonrasındaki karmaşık sonrasını konu alıyor. Film geleçeğe dair umutlarla siyasi ve toplumsal değişimlerin sert gerçekleriınin çarpıştığı sonucu ortaya çıkan hayal kırıklığı ve belirsizlikler içerisinde geçen bu dönemin ruh halini derinlemesine inceliyor. Halk Meclisi seçimlerindeki sonuç, para reformu ve Birleşikasyon Antlaşaması sonucu hissedilir hayal kırıklıklığı, Alexander ve toplumunu ağır bir biçimde etkiliyor. Değişimin hızlı temposu birçok kişinin uyum sağlanması zor hale getiriyor ve bir zamanlar onları zor zamanlarda bir araya getiren birlik duygusu solmaya başlıyor. Alexander, "Şimdi herkes kendi başına" yorumunda bulunuyor. Film, yeni bir başlangıcın sözününü üzerinde gölge düşen uzun süren gelen güvensizlikleri ve hınci analiz ederek, bu geçiş döneminin karmaşıklını yakalıyor.